
İLAHİYAT FAKÜLTESİ
BAYBURT ÜNİVERSİTESİ
HZ. MUHAMMED’İ ANLAMA
Hadis ve Sünnet

“Hadis”, İslam dininde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) değişik olaylar ve sorunlar karşısında inananları aydınlatmak, Kur’an’ın bazı ayetlerini daha açık bir dille ifade etmek için söylediği sözlerdir. Hz. Muhammed’in (s.a.v.), “Allah sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.” (1) sözü bir hadistir.
Dinî bilgilerin kaynağı olması bakımından İslam dininde hadislerin büyük önemi vardır. Bu yüzden Müslümanlar, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) söylediği sözleri büyük bir titizlikle korumuşlar, üzerinde çalışmalar yapmışlar ve bu konuda pek çok eser ortaya koymuşlardır. Böylece hadis, İslam’da bir bilim dalı hâline gelmiş ve bu dalda ünlü bilginler yetişmiştir. Hadis bilginleri tarafından Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hadislerinin toplandığı çeşitli eserler yazılmıştır. Bu eserlerin en ünlüleri Kütüb-i Sitte (Altı Kitap) adıyla tanınır.

“Sünnet”, sözcük olarak gelenek, âdet, takip edilen yol anlamlarına gelir. Dinî terim olarak sünnet; Peygamberimizin (s.a.v.) farz ve vacip dışında söylediği genel kural niteliğindeki sözleri, davranışları ve yapılmasını uygun gördüğü işlerdir. Sünnet, dinî bilgi elde etme bakımından, Kur’an’dan sonra ikinci kaynak durumundadır. Sünnetin hadisle eş anlamlı olduğunu kabul eden bilginler sünneti kavli (sözlü), fiilî (eylemsel) ve takrirî (onaysal) olarak üçe ayırmışlardır. Sözlü sünnet, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) söylediği sözlerden oluşur. Peygamberimizin (s.a.v.), “Sizden biri kendisi için istediğini kardeşi için istemedikçe (olgun) mümin olamaz.” (2) anlamındaki sözü, sözlü sünnete örnektir. Peygamberimizin (s.a.v.) bu tür sözlerine “hadis” denir.
Peygamberimizin (s.a.v.) yaptığı dinî uygulamalara ise “fiilî sünnet” denir. Namaz, hac, zekât ve oruç gibi ibadetlerle ilgili tutum ve davranışları Peygamberimizin uygulamalarından öğreniyoruz. Fiilî sünnete şu hadis bir örnektir: “Resulullah (namazda) secde ettiği zaman alnını ve burnunu yere koyardı.”
Peygamberimiz (s.a.v.), bazen arkadaşlarının yaptığı Namazın nasıl kılındığını Müslümanlara Peygamberimiz (s.a.v.) öğretmiştir. işleri ve söylediği sözleri reddetmeyip sessiz kalmış veya onayladığını gösteren bir davranışta bulunmuştur. Bu onaylama durumu takrirî sünnet olarak adlandırılır. Örneğin, su bulamadığı için teyemmüm alarak namaz kılan bir kimse, namazdan sonra su bulduğu hâlde namazını yeniden kılmamış, Peygamberimiz (s.a.v.) de buna ses çıkartmamıştır. Böylece Hz. Muhammed (s.a.v.) yapılan işi onaylamıştır.

Hadis ve sünnet bazen eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Sünnetle hadis arasındaki temel fark, sünnetin genellikle uygulamaya, fiil ve davranışa işaret etmesi, hadisin ise bu uygulamaları da içeren sözlü ve yazılı rivayetler olmasıdır. Hz. Peygamber’in (s.a.v.), dinle ilgili söz ve uygulamaları, hadis (rivayet) şeklinde bize ulaştığı ve doğal olarak sünnetten daha kapsamlı olduğu için “hadis” bu ilim dalının adı olmuştur.
